Sınıf İçi Oyunlar
UYKUCU HOROZ
Tüm çocuklar yumurta olup, yere otururlar. Uyur gibidirler ve gözlerini açmazlar. Öğretmen tek tek başlarına dokunur. Başına dokunulan çocuk, sessizce kalkar ve öğretmenin peşinden gelir. Son çocuk kalana kadar, öğretmen çocukların başlarına dokunarak kaldırır. Sona kalan çocuğun etrafında sessizce halka olunur. Ve birden, “uykucu horoz, uykucu horoz kalk artık!” diye bağırırlar. Uykucu horoz arkadaşlarını yakalamaya çalışır.
MİKROP
Sayışmacayla seçilen çocuk mikrop olur. Arkadaşlarına dokunarak onlara hastalık bulaştırmaya çalışır. Diğerleri de mikroptan kaçmaya çalışırlar. Hastalık kapan çocuk, hasta rolü yaparak yere oturur. En sona kalan çocuk diğer oyunda mikrop rolünü alır.
ÇORAPLAR – AYAKKABILAR
Sınıf iki eşit gruba ayrılır. Oyun alanının bir başına ve bir de sonuna ikişer daire çizilir. Çocuklar çoraplarını çıkarıp ilk daire içine koyarlar. İkinci dairenin içine de ayakkabılarını koyarlar. Yarışma başlayınca çocuklar sırayla ilk önce ilk daireye giderek çoraplarını, ikinci daireye giderek ayakkabılarını doğru bir şekilde giyerek, sıranın arkasına geçer, yerini arkadaşına bırakır. Oyun her çocuk yarışana kadar devam eder.
DUDAK OKUMA
Çocuklar öğretmeni rahatlıkla görebilecekleri biçimde otururlar. Öğretmen ses çıkarmadan sadece dudaklarını oynatarak bir şeyler söylerken çocuklar da öğretmenin ne söylediğini anlamaya çalışırlar.
NE SESİ?
“Ne sesi?” oyunu için masalara geçilip, sandalyelere oturulur. Çocuklar gözlerini, masaya yatarak kapatırlar. Bu sırada, onlara çeşitli sesler dinletilir. (Anahtar sesi, alkış, tef, kapı açma vb.) Bu seslerin neye ait olduğunu tahmin etmeleri istenir. Sesler hızlı yavaş, ince–kalın vb. şekillerde çıkarılarak, oyun zenginleştirilir.
BÜYÜ-KÜÇÜL
Öğretmen “büyü büyü büyü” dedikçe çocuklar bedenleriyle büyürler, “küçül küçül küçül” dedikçe bedenleriyle en küçük hali alırlar.
MEKTUP VAR
Çocuklar halka olurlar ya da dağınık biçimde yerleşirler. Bir ebe seçilir. Ebe, elindeki zarfla halka dışında dönerek “mektup var, mektup var “ diye bağırır. Zarfı bir arkadaşının arkasına bırakır. Arkasına zarf bırakılan çocuk, “postacı, zarfını düşürdün!” der ve yağ satarım oyunundaki gibi kovalamaca başlar.
ŞAPKA
Çocuklar halka olurlar. Bir şapka müzik eşliğinde kafadan kafaya dolaşır. Müzik durduğunda şapka kimdeyse bir şarkı söyler.
YUVARLANMA
Çocuklar 3-4’lü gruplara ayrılarak, halı üzerinde yuvarlanmaları söylenir. Oyun başlangıcında onlara “Şimdi kendinizi bir lastik top olarak düşünün ve sizi birisi yuvarlıyor” ifadesi kullanılarak oyuna başlanır. Oyun bitiminde çocuklara sorular yöneltilip(top gibi yuvarlanırken neler hissettin, seni kim yuvarlıyordu, nereye gidiyordun, nasıl bir toptun, hangi renkteydin? vb.) duygu ve düşünceleri dinlenir.
SU TAŞIMA YARIŞI
Sınıf iki gruba ayrılır. Her gruba bir bardak ve kova verilir. Sıra ile bardakları doldurup, karşıdaki kovaya boşaltmaları söylenir. Kovasını ilk dolduran grup, oyunu kazanır
BONCUK TOPLAMA
“Boncuk Toplama” oyununda çocuklar ikili eş yapılır ve ellerine birer plastik bardak verilir. Halı üzerine renkli boncuklar serpiştirilir. Çocuklar boncukları toplayıp, bardağa koyarlar. Bardağını boncukla ilk dolduran, oyunu kazanır.
MISIR PATLATMA
Çocukların halka olup, yere çömelmeleri istenir. Öğretmen mısır patlatmak için yapılan işlemleri hikâyeleştirerek anlatır. Çocuklar da anlatılanları, hareketlerle gösterirler. Mısırlar patlamaya başladığında öğretmen “pat” diyerek, ayağa kalkar ve çocukların da aynı şekilde ayağa kalkması söylenir. Öğretmen bazen onları yanıltmak için “pat” demeden ayağa kalkar. Öğretmenle birlikte ayağa kalkanlar, yanıldıkları için oyun dışı kalırlar.
GÖRMEDEN GÖZLÜK TAKMA
Büyükçe bir adam başı çizilir. Çocuklara bu adamın iyi göremediği ve gözlüğe ihtiyacı olduğu belirtilir ve hazırlanmış gözlük resmini uygun şekilde yerleştirmeleri istenir. Çocuklar sıra ile gelirler ve gözleri kapalı olarak, resme gözlük yerleştirmeye çalışırlar. Arkadaşları da sözel yönergelerle ona yardımcı olurlar.
1, 2, 3, 4, BOM!
Çocuklardan 1–10 arası sayıları sayarken 5 ve 10 yerine “bom” demeleri istenir. Her çocuk sayı saymaya teşvik edilir, gerekli durumlarda yardım edilir.
KİM YOK OYUNU
Çocuklar yere oturtulur. İçlerinden birini ebe seçerler. Ebe başını öğretmenin kucağına koyar, gözlerini yumar. ( çocuk gözünü, bir başka yerde de yumabilir ) Öğretmen, ebeye sezdirmeden, bir çocuğu işaretle dışarıya çıkartır. Ebe gözlerini açar; Öğretmen ebeye “Kim yok ?” diye sorar. Çocuk bilirse ebelikten kurtulur. Adı bilinen çocuk ebe olur. Ebe, üç ad saydığı halde bilemezse yeniden ebe olur, yumulur.
PANDUF EŞLEME
Çocuklar oyun alanında yerde otururlar. Tüm panduflar ortaya toplanır. Panduf çiftleri birbirinden ayrılarak karışık bir görüntü oluşturulur. Sayışmaca ile iki çocuk seçilir. Başla komutuyla müzik eşliğinde çocuklar pandufları eşleştirerek kendi alanlarına biriktirirler. Panduflar tükenince her iki çocuğun da birikimi sayılır. Fazla eşleştirme yapan alkışlanır.[/align
AYNA OYUNU
Bir çocuk “ayna” olur. Başka bir çocuk da karşısına geçer, ayna olan çocuğun yaptığı devinimleri öykünerek aynısını yapar. Güldürücü devinimler çocukların daha çok hoşuna gider. Nasıl devinimler yapılacağı konusunda çocuk özgür bırakılmalıdır. İstenirse, bir çocuk ayna olduğunda, tüm çocuklar karşısına geçip onun devinimlerini öykünmeyle yaparlar.
GÜLME OYUNU
Çocuklar halka olurlar, bir ebe seçilir. Ebe eline bir top alır, topu havaya atar. Top yere düşünceye kadar bütün çocuklar gülerler. Top yere düşünce bütün çocuklar susarlar. Top havadayken gülmeyen, yada top yere düşünce susmayan çocuk, oyun dışı kalır.
Bu oyunda topu yukarı atacak çocuk bulunamazsa, ebenin görevini öğretmen üstlenir.
BONCUK TOPLAMA
“Boncuk Toplama” oyunu için, sınıftaki çocuklar üçerli gruplara ayrılır. Gruptaki çocuklara renkleri kırmızı, sarı ve mavi olan birer bardak verilir. Halı üzerine büyükçe bir daire çizilerek, içine kırmızı, sarı, mavi boncuklar, karışık olarak dökülür. Gruptakiler bardaklarının rengindeki boncukları, tek tek hızla toplayıp, dökmeden gelerek, belirlenen kavanoza boşaltırlar. İlk tamamlayan oyunu kazanır. Oyun diğer grupların da aynı şekilde oynamasıyla sona erer.
Küçük kırmızı tavuk dramasıııı…
Bu dramayı benim öğrencilerim çok beyendiler severek de oynuyoruz.Umarım sizde beyenirsiniz… SEVGİLERRR…
Küçük Kırmızı Tavuk İngiliz draması
Günlerden bir gün, Küçük Kırmızı Tavuk yaşadığı çiftliğin avlusunda eşelenirken altın sarısı bir buğday başağı bulmuş.
“Bu buğdayları kim ekmek ister?” diye sormuş.
“Ben istemem, ” demiş ördek.
“Ben istemem, ” demiş kedi.
“Ben istemem, ” demiş köpek.
“Güzel! demiş küçük Kırmızı Tavuk, “Ben ekerim öyleyse. ” Ve ekmiş buğdayları. Aradan biraz zaman geçince, buğdaylar boyatıp olgunlaşmış.
“Bu buğdayları kim biçmek ister?” diye sormuş Küçük Kırmızı Tavuk.
“Ben istemem, ” demiş ördek.
“Ben istemem, ” demiş kedi.
“Ben istemem, ” demiş köpek.
“Güzel!” demiş Küçük Kırmızı Tavuk. “Ben biçerim öyleyse, ” Ve biçmiş buğdayları.
“Şimdi, ” demiş Küçük Kırmızı Tavuk, “bu buğdayLarı kim
dövmek ister?”
“Ben istemem, ” demiş ördek
“Ben istemem, ” demiş kedi.
“Ben istemem, ” demiş köpek.
“Güzel! “ demiş Küçük Kırmızı Tavuk. “Ben döverim öyleyse.” Ve dövmüş buğdayları.
Buğdaylar dövüldüğünde, “Bu buğdayları kim değirmene götürüp öğütmek ister?” diye sormuş.
“Ben istemem, “ demiş ördek.
“Ben istemem,” demiş kedi.
“Ben istemem, “ demiş köpek
“Güzel, ” demiş Küçük Kırmızı Tavuk. “Ben götürürüm öyleyse. ” ve götürmüş buğdayları değirmene.
Buğdaylar öğütülüp un olduğunda, “Kim ekmek pişirmek ister bu undan? ” diye sormuş.
“Ben istemem, “ demiş ördek.
“Ben istemem, “ demiş kedi.
“Ben istemem, “ demiş köpek.
“Güzel, ” demiş Küçük Kırmızı Tavuk. “Ben pişiririm öyleyse. ” Ve lezzetli mi lezzetli koca bir somun ekmek pişirmiş. Sonra demiş ki, “Kim yemek ister bu ekmekten?”
“Ben isterim, ben!” demiş ördek.
“Ben isterim, ben!” demiş kedi.
“Ben isterim, ben!” demiş köpek.
“Hayır, siz değil! “ demiş Küçük Kırmızı Tavuk, “Ben yiyeceğim. ” Ve yavrularını yanına çağırıp onlarla paylaşmış mis gibi ekmeği.
Drama sonunda
Öykümüzde hangi hayvanlar vardı?
Buğday başağı ekmek oluncaya kadar, başından neler geçti? Siz Küçük Kırmızı Tavuk ‘un yerinde olsanız, ne yapardınız? Öyküye yeni bir son yazsanız, nasıl bir değişiklik yapardınız?
çocukların istediği şekilde istenirse tekrardan oynanır biz hep defalarca sonunu değiştirerek oynadık…umarım işinize yarar…
Müzik Aletleri Düğüne Gitmiş
MÜZİK ALETLERİ DÜĞÜNE GİTMİŞ
-Bir gün zurna ne?demiş(Ellerle zurna çalma hareketi yapılır.)
-Düğüne gideceğiz!…düğüne gideceğiz!…
-Keman ne?demiş(Keman çalma hareketi yapılır.)
-Beniiiiiiii(İnce tiz bir sesle)götür!..Beniii de götür!…
-Davul ne?demiş(Göbek üzerinde davul çalma hareketi yapılır.)
-Ben de!…Ben de!…(Tok ve kalın ses çıkartılır.)
-Darbuka ne?demiş(Eller iki yandadarbuka çalma hareketi yapılır.)
-Hepbirlikte!… hep birlikte!…(Tempolu ve hızlı söylenir.)