Okul Öncesi Oyunları

Özerklik dönemi işlev oyunları ( 1-3 yaş )

özerklik dönemi oyunları,işlevsel oyunlar,3 yaş oyunları,3 yaş çocuk oyunları,okul öncesi oyunları,anasınıfı oyunları

Parmak Oyunları

 

Çal Kapıyı

Çal kapıyı çal ( Sağ elin işaret parmağıyla alna vurularak, kapı çalma öykünmesi yapılır )

Bak pencereden ( her iki elin işaret ve baş parmakları iki gözün önünde birleştirilir, gözlük gibi halka yapılır )

Çevir mandalı (Burun el ile bükülür )

Gir içeri ( sağ elin işaret parmağı, ağzın içine sokulur )

Al bir iskemle ( Kulak memelerinden biri tutulur, çekilir )

Otur şuraya ( Öteki kulak memesi tutulur, çekilir )

Nasılsın bu gün Ayşe ? ( Çene tutulur, sallanır )

                                  ( Ayşe adı, çocuğun adına göre değiştirilerek söylenir )

 

Ben bir ağacım ( Öykünme )

Ben bir ağacım ( Ayakta, eller yanda, dik durulur )

Dallarım var benim (kollar, başın yukarısına kaldırılır, avuçlar kapatılır )

Dallarım BİR çiçek açtı ( Bir parmak açılır )

Dallarım İKİ çiçek açtı ( ikinci parmak açılır )

Dallarım ÜÇ çiçek açtı ( üçüncü parmak açılır )

Dallarım DÖRT çiçek açtı ( dördüncü parmak açılır )

Dallarım BEŞ çiçek açtı ( beşinci parmak açılır )

Dallarım ALTI çiçek açtı ( altıncı parmak açılır )

Dallarım YEDİ çiçek açtı ( yedinci parmak açılır )

Dallarım SEKİZ çiçek açtı sekizinci parmak açılır )

Dallarım DOKUZ çiçek açtı dokuzuncu parmak açılır )

Dallarım ON çiçek açtı ( onuncu parmak açılır )

Bir rüzgar çıktı Yukarıdaki kollar, bedenle birlikte öne doğru eğilir, sağa sola sallanır ; rüzgardan sallanan ağaç öykünmesi yapılır )

Vuvvv… vuuuvvv..  vuuuuvv… ( sesle rüzgar öykünmesi yapılır )

Yağmur yağdı ; şıp şıp şıp ( parmaklarla yağmur öykünmesi yapılır )

Tüm çiçekler döküldü ( parmaklar, kollar indirilir )

 

On Parmak

Benim on parmağım var ( iki elin parmakları açılarak gösterilir )

Tümüyle benim ( eller, parmaklar açık olarak göğüste kavuşturulur )

Onlarla ben her şeyi yaparım.

Sımsıkı kapar ( her iki el yumulur )

Kocaman açarım ( iki elin parmakları açılır )

Birbirine kavuştururum ( eller kavuşturulur )

Arkama saklarım ( eller arkaya saklanır )

Yukarıya kaldırır ( kollar yukarıya, gerinerek kaldırılır )

Aşağıya indiririm ( kollar bedenin iki yanına sarkıtılır )

Sonra kucağımda dinlendiririm ( eller rahatça kavuşturulup kucağa konur )

 

Parmaklarım

Sağ elimde beş parmak ( Sağ elin beş parmağı gösterilir )

Sol elimde beş parmak ( Sol elin beş parmağı gösterilir )

Sen de istersen say bak

Say bak, say bak, sayy bak.

Bir-iki-üç-dört-beş ( Sağ elin parmakları sırayla açılarak sayılır )

Bir-iki-üç-dört-beş ( Sol elin parmakları sırayla açılarak sayılır )

Hepsi eder on parmak ( Her iki elin parmakları açılarak gösterilir )

Sen de istersen say bak

Say bak, say bak, sayy bak.

Bir-iki-üç-dört-beş-altı-yedi-sekiz-dokuz-on ( Her iki eldeki parmakların tümü sırayla açılarak sayılır )

 

Ali ile Ayşe

Bu oyun, iki elin baş parmakları ile oynanır. Sağ elin baş parmağı “Ali”, sol elin baş parmağı “Ayşe” olur. Avuç kapalı durur.

Bir gün Ali evden çıkmış ( Baş parmak yumuk elden yukarı kaldırılır )

Sağa bakmış kimse yok

Sola bakmış kimse yok

Aşağı bakmış kimse yok

Yukarı bakmış kimse yok ( sağa, sola, aşağı, yukarı bakma işlemleri, baş parmakla yapılır )

Girmiş içeri

Biraz sonra

İkisi birden evden çıkmışlar ( iki baş parmak avuç içinden çıkartılır )

Sağa bakmışlar kimse yok

Sol bakmışlar kimse yok

Aşağı bakmışlar kimse yok

Yukarı bakmışlar kimse yok ( her iki baş parmak, aynı devinimleri yapar )

Karşılıklı bakışmışlar ( baş parmakların iç kısımları, birbirini görecek biçimde karşı karşıya getirilir )

Günaydın ALİ

Günaydın AYŞE

demişler… ( baş parmaklar birbirine değdirilir )

Oynamışlar, oynamışlar ( baş parmaklar oynama öyküntüsü yaparak, oynatılır )

 

Yorulmuşlar… ( parmaklar durur )

Ayşe’nin annesi çağırmış

Ali’nin annesi çağırmış

Hoşça kal ALİ

Hoşça kal AYŞE

demişler… ( baş parmaklar birbirine değdirilir )

Evlerine girmişler. ( baş parmaklar avuç içine saklanır )

 

İnsanlar

İnsanların özelliklerini belirten aşağıdaki sözlerin her dizesi söylendikçe, o dizede belirtilen insan tipi, öğretmen ve çocuklar tarafından, el, kol, beden devinimleri ve yüz mimikleriyle canlandırılmalıdır.

 

Öğretmen : Boyu uzun insan nasıl olur ?

Çocuklar : Böyle olur ( öykünerek gösterirler )

 

Öğretmen : Boyu kısa insan nasıl olur ?

Çocuklar : Şöyle olur ( öykünerek gösterirler )

 

Öğretmen : Şişman insan nasıldır ?

Çocuklar : Şişman insan böyledir ( öykünerek gösterirler )

 

Öğretmen : Zayıf insan ( sıska insan ) nasıldır ?

Çocuklar : Şöyledir ( öykünerek gösterirler )

 

Öğretmen : Üzüntülü insanın yüzü nasıldır ?

Çocuklar : Böyledir ( yüz mimikleriyle öykünerek gösterirler )

 

Öğretmen : Neşeli insanın yüzü nasıldır ?

Çocuklar : Şöyledir ( yüz mimikleriyle öykünerek gösterirler )

 

Öğretmen : Yağmur yağarken insanlar nasıl gider ?

Çocuklar : Çabuk çabuk giderler ( parmak devinimleriyle öykünerek gösterirler )

 

Öğretmen : Tembel insanlar nasıl davranırlar ?

Çocuklar : Ağır ağır davranırlar ( ağır ağır beden ve el, kol devinimleriyle )

 

Öğretmen : Çalışkan insanlar nasıl davranırlar ?

Çocuklar : Canlı canlı, çabuk çabuk davranırlar ( el, kol, beden devinimleriyle )

 

Üç Topum Var

Benim üç topum var.

İşte en küçük topum ( baş parmak ve işaret parmağı birleştirilerek bu iki parmakla halka yapılır, gösterilir )

İşte ortanca topum ( iki elin baş parmakları birbirine, iki elin işaret parmakları birbirine birleştirilir,                         ortanca topu simgeleyen bir halka yapılır, gösterilir )

İşte bu da kocaman topum (iki kol öne uzatılır, ellerin uçları birbirine birleştirilir, halka yapılır, gösterilir)

Haydi gelin bu üç topu

Bir kez daha gösterelim ( aynı sözlerle, aynı devinimler yinelenir )

 

Dedemin Gözlükleri

Uyurken dedem

Gözlükleri gözündeymiş ( iki elle yuvarlak gözlük işareti yapılır ve eller gözlerin üzerine konur )

Unutmuş gözlüklerin gözünde olduğunu

Uyanınca başlamış aramaya ( sağa, sola bakılarak arama öykünmesi yapılır )

Aramış, taramış bulamamış ( eller arkaya saklanır )

Bir de bakmış ki

Gözlükler gözündeymiş ( eller gözlük gibi yapılır ve gözlere konur )

 

Gözüm kulağım, elim ayağım

İşte gözüm ( sağ göz, sağ elle kapatılır )

İşte kulağım Sağ kulak, sağ elle tutulur

Bu görmek için ( baş parmak ve işaret parmağı ile yuvarlak yapılır, göze yerleştirilir )

Bu duymak için ( el kulağın arkasına konularak, ses duyuyormuş gibi yapılır )

İşte elim ( sağ el gösterilir )

İşte ayağım ( sağ ayak gösterilir )

Bu tutmak için ( sağ elle bir şey tutuluyor gibi yapılır )

Bu yürümek ve koşmak için ( durduğu yerde yürür gibi, koşar gibi yapılır )

 

Minik Arı

Anneme minicik bir arı götürüyorum ( iki elin avuçları birleştirilip, yuvarlak yapılır. İki el içinde bir şey varmış gibi tutulur )

Çok sevinecek

Kim bilir ne diyecek ?

Ufff…soktu elimi ! ( arı sokmuş gibi yapılır, acıyla parmaklar açılır, eller silkelenir )

 

Sağ El, Sol El

İşte sağ elim ( sol el ile sağ ele dokunulur, sağ el gösterilir )

Bu da sol elim ( sağ el ile sol ele dokunulur, sol el gösterilir )

Bu sağ kolum ( sol el ile sağ kola dokunulur, sağ kol gösterilir )

Bu da sol kolum ( sağ el ile sol kola dokunulur, sol kol gösterilir )

İki kolumu havaya kaldırırım ( iki kol yukarıya kaldırılır )

Ellerimi, avuçlarımı birbirine vurur

İşte böyle şap şap yaparım. ( iki el havada, avuçlar birbirine vurularak ses çıkarılır )

 

Saat

Bir saatim var minicik ( iki elin avuçları, içinde bir şey varmış gibi birbirine çapraz olarak birleştirilir )

Kulağıma koyarım ( birleştirilmiş eller kulağa götürülür )

Tik tak’ını duyarım

Tik tak, tik tak ( denirken, dinliyormuş gibi yapılır )

Çocuklar dinleme öykünmesi yaparlarken öğretmen şunları söyler ;

“Haydi şimdi çocuklar………………oyununa başlayalım.”

( bunun üzerine çocuklar da, avuçlarındaki saati bir kenara koyar gibi yaparlar. Öğretmenin adını söylediği oyuna başlanır.)

NOT : Bu parmak oyunu, bir başka oyuna başlamadan önce oynanır.

 

Tavşan

Bir minik tavşan varmış ( sağ elin işaret ve orta parmakları, tavşan kulakları gibi tutulur )

Bu kafeste yaşarmış ( sol el, portakal tutar gibi yuvarlak yapılır )

Gezerken bir ses duysa

Hemen diker kulaklarını ( sağ elin kulak öykünmesi yapan parmakları dimdik tutulur )

Hop… diye kafesine

Koşar atlarmış… ( parmaklardan yapılmış kulaklar, “hop” deyince, öteki elin avuç içine konur ve sıkıca tutulur )

 

Hoşgeldin Memo

İki elin parmakları açılır ; iki el karşılıklı tutulur.

-Tak tak tak ( iki elin baş parmakları birbirine vurulur, birleştirilir )

-Tik tik tik ( iki elin işaret parmakları birbirine vurulur, birleştirilir )

-Kim o ? Kim o ? ( iki elin orta parmakları birbirine vurulur, birleştirilir )

-Benim Memo ! ( iki elin yüzük parmakları birbirine vurulur, birleştirilir )

-Hoşgeldin Memo

-Hoşgeldin Memo ( iki elin serçe parmakları birbirine vurulur, birleştirilir )

                             ( iki elin bütün parmakları birbirleriyle birleştirilmiş olur )

-Hoşbulduk, hoşbulduk ( derken çocuklar ellerini çırparlar.)

 

Minareli Cami

İşte bir cami ( iki elin parmakları, birbirine kenetlenir )

Çifte minareli ( iki elin işaret parmakları kenetlenmeden çözülür, yukarıya kaldırılır, karşılıklı birleştirilir, minare gibi dik tutulur )

Kocaman cami

Kocaman cami ( parmakların kenetlenmesi açılmadan, iki elin ayaları birbirinden uzaklaştırılır, açılır, cami kümbeti gibi yapılır )

Nerde bunun insanları ?

İşte burada insanları, işte burada ( öbür parmaklar, kenetlenme çözülmeden, aşağı yukarı kımıldatılır )

 

Neyim Var ?

Bu oyunda, öğretmen her dizeyi söyleyişte, o dize içinde geçen organı gösterir ; çocuklar aynı dizeyi yinelerler, öğretmenin devinimlerini öykünürler.

Bir ağzım var minnacık

Bir burnum var hokkacık

Yanaklarım elmacık

İki kulak, iki kepçe

Gözlerim boncuk boncuk

Bu oyun öğrenildikten sonra, çocuklar kendi başlarına ya da öğretmenle birlikte söylenerek de oynanabilir.

 

Mikrop

( A: Anlatan, Ç : Çocuk, M : Mikrop )

  • Bir mikrop varmış… yürümüş… yürümüş…

( sağ elin baş parmağı, sol kol üzerinde yukarıdan aşağıya doğru yürütülür.)

Bir evin kapısından içeriye girmiş…

( baş parmak, yürüye yürüye avuç ortasına getirilir )

Bir de bakmış ki, merdivenler var, başlamış merdivenlerden çıkmaya…

( sol el parmakları açılarak tutulur, bunlar merdiven sayılır. Sağ elin baş parmağı, sol elin küçük parmağından başlayarak birer birer merdivenleri çıkar. Sol elin sırtına varır. )

Üst kata çıkınca kapıyı vurmuş…

( sol elin sırt kısmına sağ elle vurulur )

       M- Tak tak tak…

       Ç- Kim o ?

            ( kim o sesleri, çocuk sesi öykünülerek söylenir )

       M- Benim, ben, Mikrop

            ( sağ elin baş parmağı sallanır )

        Ç- Ne istiyorsun ?

            ( Çocuk sesiyle sorulur )

        M- Seni hasta etmeye geldim

            ( sağ baş parmak yine sallanır )

Ç- Yooo… beni hasta edemezsin ; ben temiz bir çocuğum, yemeklerimi yerim, uykumu uyurum, aşı da                 oluyorum… Sen beni hasta edemezsin…

         M- Öyleyse ben gidiyorum.

            ( Merdivenlerden sağ baş parmakla geri dönülerek inilir )

  • O sırada, çocuğun annesi evde sabunlu su ile temizlik yapıyormuş, mikrobun ayağı kaymış ve merdivenlerden aşağı yuvarlanmış.

( Yuvarlanma devinimi yapılır )

Mikrop kendini kapının dışında bulmuş.

( Sağ baş parmak, avuç dışına atılır )

 

Evimiz

İşte evimiz ( iki, elin parmakları açılır, ucuca değdirilir, sonra iki elin parmakları, tırnaklar birbirine değecek biçimde bükülür, baş parmakların da tırnakları yan yana gelecek biçimde tutulur ) 

Şu bacası ( işaret parmakları yukarıya kaldırılıp, birleştirilir )

Bu da kapısı ( baş parmaklar kaldırılarak birbirinden uzaklaştırılır, devindirilir )

Bu da kapıdaki zil ( sağ baş parmakla, sol baş parmağın tırnağına bastırılır )

Zırrr… zırrr diye ses çıkarır. Eve gelen konuklar, geldiklerini bize zil ile duyururlar.

Evimizde kocaman bir saatimiz var. ( Baş, saat olur )

Tik tak, tik tak diye çalışır. ( tik taklarla birlikte baş sağa sola sallanır )

Bazen zırrr… diye ses çıkarır.

Hemen sustururum. ( işaret parmağıyla burna basılır, zil susar )

Bir de küçük kedimiz var ( sağ el parmakları yerde gezdirilerek kedi öykünmesi yapılır )

Miyav miyav diye bağırınca süt veririm.

Lıkır lıkır içer sütünü ( avuçla süt kabı yapılır, sütü dille içme devinimi yapılarak, kedinin süt içmesine öykünülür )

Hemen musluğu açarım, şırrr şırrr diye su akar, elimi yüzümü yıkarım(el yüz yıkama devinimi yapılır)

Evimiz tren istasyonuna çok yakındır.

İşte bak, yine tren geçiyor… çuf… çuf… çuf… çuf… ( el ve ayaklarla tren öykünmesi yapılır )

Bip bap, bip bap… bak şimdi de araba geçiyor. ( direksiyon çevirir, araba kullanır gibi yapılır )

Hav hav hav… Bu da bizim küçük köpek  ( köpek öykünmesi yapılır )

Kapımızı kapatayım da girmesin içeriye. ( Kapı kapatma öykünmesi yapılır )

Aaaa. Annem beni çağırıyor. Haydi hoşça kalın çocuklar

 

Hayvanat Bahçesine Gezi

Emre yatağında uyuyormuş ( gözler kapanır, uyur gibi yapılır )

Sabah olmuş, Horoz ötmüş ( çocukla,r horoz ötüşüne öykünürler ü ürü üüüü )

Emre kalkmış, gerinmiş ( gerinme öykünmesi yapılır )

Sonra elini, yüzünü yıkamış, dişlerini fırçalamış ( el yüz yıkama, diş fırçalama öykünmesi yapılır )

Yavaş, yavaş giyinmiş ( önce gömlek, sonra pantolon, daha sonra da ceket giyme devinimleri yapılır )

Annesi kahvaltıya çağırmış, bir güzel kahvaltı yapmışlar ( çay içme, kahvaltı yapma öyküntüsü )

Babası ona “Haydi Hayvanat Bahçesine gidelim” demiş. Yola çıkmışlar. Yürümüşler, yürümüşler ( yürüme öykünmesi yapılır )

Emre yürürken başını yukarı kaldırmış ( başlar yukarı kaldırılır )

Gökyüzünü, güneşi ve uçan kuşları görmüş, sonra yoluna devam etmiş, yol kavşağına gelmiş.

Karşıya da geçmek için sağına bakmış ( baş sağa çevrilir ) araba yok ;

Soluna bakmış ( baş sola çevrilir ) araba yok.

Babasıyla Emre, çabuk çabuk geçmişler yolun karşı kıyısına, Hayvanat Bahçesine gelmişler.

Bir de ne görsünler…

Her tarafta çeşit çeşit hayvanlar

Bir kafeste kediler ( her hayvan adı söylenişte, çocuklar, o hayvanın sesini ve devinimlerini öykünme ile göstermeye çalışırlar )

Bir kafeste köpekler ( havlama….)

İleride kurtlar da var ( uluma….)

Bak burada tavuklar ( gıdaklama….)

Ördekler de şuradalar ( vak vak’lama…)

Tavşanlar zıp zıp zıplar ( ciyik ciyik….)

Ya kaplumbağalar nasıl, evini sırtında taşır, yavaş yavaş yürürler… ( tısss )

Ötede kocaman aslan ( kükreme….)

Yakınında bir kaplan ( kükreme….)

Kepçe kulaklı bir fil  ( fil öykünmesi…. )

Upuzun bir zürafa ( uzun boy öykünmesi…) vb.

Derken Emre yorulmuş ( yorgunluk öykünmesi )

Zaten akşam da olmuş

Babasıyla birlikte

Evin yolunu tutmuş ( eve dönerken devinimler yinelenir )

Anne evde merakta

Kurulmuş güzel sofra

Onları bekliyormuş

Emre öyle acıkmış, öyle acıkmış ki, bütün yemekleri hapur hupur yemiş. ( hapur hupur yeme öyküntüsü, aç ve ivecen çocuk tavrıyla )

Sonra uykusu gelmiş ( esneme öyküntüsü, gerinme vb..)

Uzanmış yatağına ( uzanma öyküntüsü )

Mışıl mışıl uyumuş ( uyuma öyküntüsü )

 

Benim bir ninem var

Benim bir ninem var

Gözünde gözlük ( iki elin işaret ve baş parmakları gözlük yuvarlağı gibi yapılır ve gözlere konur )

Başında baş örtüsü ( ellerle baş örtüsü sarılır gibi yapılır )

Elinde baston ( baston tutuyormuş gibi yapılır )

Sırtı biraz kamburca ( kambur öykünmesi yapılır )

Tin tin yürür, gezer ( nine yürüyüşü öykünmesi yapılır )

Ninemin bir ineği var ( İnek sesi çıkarılır )

Ninem onu çok sever

Her sabah erken kalkar

Önce ineğe bakar

Yem verir, yedirir ( Yem teme öykünmesi )

Su verir, içirir ( su içme öykünmesi )

Sırtını sıvazlar ( kaşağılama öykünmesi, sevme öykünmesi )

Sonra kovayı alır

İneğinden süt sağar ( iki elle süt sağma devinimi yapılır )

Fışşş, fışşş, fışşş…

Koyar sütü tencereye ( sütü kovadan tencereye dökme öykünmesi )

Fokur fokur kaynatır ( sütün kaynamasını canlandırma öykünmesi )

Ninem sütü çok sever

Sabah, akşam süt içer ( lıkır lıkır içme devinimi yapılır )

Ninem diyor ki bana ;

“Süt içersen benim gibi ( sözlere göre öykünme yapılır )

güçlü olur, çok yaşarsın…”

Sağlığınla, aklınla

Her engeli aşarsın.”

Ben ninemi çok severim ( sözlere göre öykünme yapılır )

Her sözünü dinlerim

Süt bulunca hiç kaçırmam

Lıkır, lıkır içerim…

 

Bedenim, Organlarım

İş yapmak için iki elim var ( iki el çırpılır )

Resim yaparım ( resim yapma devinimi )

Flüt çalarım ( flüt çalma devinimi )

Toprak kazarım (toprak kazma devinimi )

Ağaç dikerim ( ağaç dikme devinimi )

Her işi ellerimle yaparım ( çeşitli işlere ilişkin devinimler )

Koklamak için bir burnum var ( burunla koklama öykünmesi yapılır )

Yemek kokusunu duyarım ( öykünme yapılır )

Çiçek koklarım ( öykünme yapılır )

Kötü kokuları hiç sevmem ( öykünme yapılır )

Her kokuyu burnumla hemen duyarım ( çeşitli öykünmeler yapılır )

İşitmek için kulaklarım var ( gösterilir )

Annemin sesini kulaklarımla duyarım

Müzik dinlerim

Her çeşit sesi ben, kulaklarımla duyarım

Soluk almak için ciğerlerim var ( derin soluk alma yapılır )

Ciğerlerimi korurum

Onlar olmasa, soluk alamam, yaşayamam ( çeşitli devinimler yapılır )

Düşünmek için bir aklım var benim ( başın üst kısmı gösterilir )

Aklım benim her şeyim

Onunla öğrenirim her şeyi ( çeşitli devinimler yapılır )

Bilgiyi, yaşamayı, sevmeyi ( çeşitli devinimler yapılır )

Oynamayı, gülmeyi ( çeşitli devinimler yapılır )

Aklımla bilirim var olduğumu ( çeşitli devinimler yapılır )

İşte böyle

Benim güzel ve işe yarar

Bir bedenim ve organlarım var…

 

Organlarım ( ağzım, burnum, gözüm, kulağım..)

İki gözüm var benim ( iki elle gösterilir )

İki kulağım var ( iki elle gösterilir )

Bir burnum var, iki delikli ( sağ elle gösterilir )

Bir ağzım var (Sağ elle gösterilir )

Bunlar benim dudaklarım (dudaklar ileriye doğru uzatılarak gösterilir )

Gülünce görünür dişlerim ( dişler gösterilir )

Ağzımı açınca görürsünüz dilimi ( ağız açılır, dil uzatılır )

Yemeğin tadını dilimle anlarım

Tatlı yerken yüzüm güler ( tatlı yeme öykünmesi )

Ekşi yersem buruşur ( ekşi limon öykünmesi )

Acı yakar dilimi ( acı yeme, dilin yanması öykünmesi )

Ağzımı kapatsam dilim görünmez ( ağız kapatılır, dil saklanır )

Ağzımı açarım ben ( ağız açılır )

Yemek yemek, su içmek, ( yemek yeme, su içme öykünmesi yapılır )

Bir de konuşmak için ( konuşma öykünmesi yapılır )

Ya şarkı söylemek için !…

İşte en güzeli bu

Gel şarkı söyleyelim. ( oyunun burasında bir şarkıya başlanır )

 

Minik Arılar

Sağ elin baş parmağı avuç içinde olmak koşuluyla, sağ el ile yumruk yapılır. Beş küçük arı kardeş varmış ; mışıl mışıl uyuyorlarmış. Sabah olmuş, en küçük arı kardeş uykusundan uyanmış :

Günaydın kardeşlerim, demiş ( küçük parmak kaldırılır ve oynatılır )

Öteki küçük arı kardeş uyanmış.

Günaydın kardeşlerim, demiş ( yüzük parmağı kaldırılır ve oynatılır )

Sonra ortanca arı kardeş uyanmış.

Günaydın kardeşlerim, demiş ( ortanca parmak kaldırılır ve oynatılır )

Sonra da öteki kardeş uyanmış

Günaydın kardeşlerim, demiş ( işaret parmağı kaldırılır ve oynatılır )

En sonra uyanan da kardeşlerine ;

Günaydın kardeşlerim, demiş ( baş parmak kaldırılır ve oynatılır )

Beş kardeşin tümü birden musluğa koşmuşlar. ( aşağıdaki sözler için gereken öykünmeler yapılır )

 

Sıra sıra durmuşlar

Ellerini, yüzlerini

Bir güzel yıkamışlar

 

Sonra birlik olmuşlar

Sofrayı da kurmuşlar

Her türlü yiyeceği

Hapur hupur yutmuşlar

 

Sonra vız vız demişler

Uzaklara uçmuşlar

Çiçek çiçek dolaşıp

Bal toplayıp dönmüşler

 

Yün Örme

Aman ne soğuk ( üşüme, titreme devinimleri yapılır )

Ninem bana yünden giyecekler örecek

Çorap örecek ( ayaklar gösterilir )

Eldiven örecek ( eller gösterilir )

Atkı örecek ( boyun gösterilir )

Kazak örecek ( beden gösterilir )

Başlık örecek ( baş gösterilir )

Örmeye başlamış bile

Ninem atkımı ( şişle yün örme devinimleri yapılır )

-Oooo… ne kadar da uzun örmüş ( uzun atkı varmış gibi yapılır, boyna sarılır )

-Dur nine bu yünü de ben sarayım ( yün sarma devinimi )

İşte şimdi başlıkta sıra

Hem de tığla örüyor ( işaret parmaklarıyla tığ örme devinimleri yapılır )

Ne de çabuk örüyor.. bitti bile ( başlık başa giyilir gibi yapılır )

Ben de ninemden çorap örmesini öğreneceğim ( çorap örme devinimleri yapılır )

Ördüm… bitti… oh ne sıcacık ( çorap giyme devinimi yapılır )

Herkesin bir yün giysisi olsa

Oh ne güzel

Kışın giyer, hiç üşümez

 

Araba Sürme

Benim bir arabam olsa

Arabama oturup direksiyonu tutarım ( sıraya, iskemleye oturur, ellerle direksiyon tutma devinimi yapılır )

Sağ ayağımla gaza basarım ( gaza basma devinimi yapılır )

Yürür arabam

Durmak için frene basarım ( frene basar gibi yapılır )

Durur arabam

Şimdi düz yolda gidiyorum ( direksiyon çok küçük devinimlerle sağa, sola oynatılır, araba sesi öykünmesi yapılır )

Şimdi sola dönüyorum ( direksiyon sola çevrilir )

Şimdi de sağa dönüyorum ( direksiyon sağa çevrilir )

Şimdi yine düz yolda gidiyorum ( düz yolda gidiş devinimi, yukarıdaki gibi )

“Düüttt… düüttt…”

Çekilin yoldan ( hızlı gitme öykünmesi yapılır )

Uçuyor arabam ( hızlı gitme öykünmesi yapılır )

Düüttt… düüüüttt…

 

Küçük Bahçe

Bizim bir küçük bahçemiz var

İlkbaharda bahçeyi

Özene bezene kazarım ( kazma sallama devinimleri yapılır )

Sonra otlarını ayıklarım ( bahçenin çeşitli yerlerinden ot koparılıp alınıyormuş gibi yapılır, ot toplanır )

Daha sonra da bir tırmık alır ( parmaklar tırmık gibi yapılır )

Toprağı tırmıklarım ( tırmıklama devinimleriyle toprak düzeltilir )

Her yeri dümdüz olur

İşlenmiş toprak ne güzel olur; Çiçek tohumları alır, buraya ekerim. ( çiçek tohumu ekme devinimi yapılır )

Yağmur yağacak ( iki elle yağmur yağma devinimi yapılır )

Güneş açacak ( iki el yanlardan havaya doğru kaldırılır )

Tohumlarım büyüyecek ( küçük tohumun büyümesi, öykünmeyle anlatılır )

Fidan olacak

Çiçek açacak ( iki elin tabanları baş üzerinde birleştirilir, parmak kısımları açılır, çiçek benzetmesi yapılır )

Sonra kış gelecek ( yağmur, kar öykünmesi yapılır )

Çiçekler saklayıp tohumları ( yine çiçek benzetmesi yapılır, sonra iki elin parmakları birleştirilip, eller birbirinden ayrılmadan, önden aşağıya indirilir )

Yatacaklar uzun bir kış uykusuna ( uyuma öykünmesi yapılır )

Sonra yine bahar gelecek.

Güzel renkli çiçekler yine açacak ( çiçek açma devinimi yapılır )

Yanına yöresine

Güzel koku saçacak ( koklama ve beğenme devinimleri )

-Yine bahar gelecek

-Yine çiçek açacak…

 

Örümceğin Öyküsü

Bu oyunda öğretmen, uygun göreceği dizeler için gerekli bulduğu devinimleri ve öykünmeleri arar, bulur, uygulatır. Metnin okunuş tarzı, masalımsı olmalıdır.

 

Bir varmış, bir yokmuş                                     Karnımı doyurayım”

Evvel zaman içinde                                          Demiş kendi kendine

Kalbur saman içinde                                       

Bir örümcek yaşarmış                                      Başlamış tırmanmaya

Küçük bir ağ içinde                                         Tıkır tıkır da tıkır

                                                                                   Tıkır tıkır da tıkır

Bir gün karnı acıkmış   

Açlıktan canı çıkmış                                        Açmış sonra kapıyı

                                                                                  Bakmış, bir de ne görsün ?

Demiş kendi kendine                                       

“Dışarıya çıkayım                                            Yağmur dinmiş, güneş açmış

Kendime av bulayım.”                                       Aç örümcek çok sevinmiş

 

Başlamış tırmanmaya                                       Hemen çıkmış dışarıya

Örgüden merdivene                                         Başlamış av aramaya

Tıkır tıkır da tıkır                                                       Görmüş tembel bir böcek

Tıkır tıkır da tıkır                                                       Yemiş onu örümcek

 

Açmış sonra kapıyı                                          Ama karnı doymamış

Bakmış bir de ne görsün !                                            Başka bir av aramış

 

Yağmur yağar şakır şakır                                             Bakmış miskin bir sinek

Rüzgar eser püfür püfür                                             Ne uyur, ne uyanık

                                                                       Yaklaşarak onu da

Hemen örtmüş kapıyı                                       Hemen yutmuş örümcek

Dönmüş eski yerine

                                                                                  Karnı doymuş, gerinmiş

Tıkır tıkır da tıkır                                                       Neşelenmiş, sevinmiş

Tıkır tıkır da tıkır                                                       Başlamış oynamaya

 

Açmış, kitap okumuş                                        Şıkır şıkır da şıkır

Sonra müzik dinlemiş                                      Şıkır şıkır da şıkır

Derken merken çocuklar                                 

Bizim minik örümcek                                        Örümceğin öyküsü

Daha çok acıkmaz mı ?                                    İşte böyle son bulur

                                                                       Tembel, miskin olanlar

Ne yapsın zavallıcık ?                                      Başkasına yem olur.

“Bir daha deneyeyim

 

Yeni Yıl

Yeni yılın kutlu olsun Emre

Yeni yılın kutlu olsun Elif ( öğretmen, öteki çocukların da adlarını söyleyerek yeni yıllarını kutlar )

Hepiniz birbirinizin yeni yılını kutladı mı çocuklar ? ( çocuklar serbest olarak birbirlerinin yeni yılını kutlarlar )

Çocuklar size bir şey soracağım, yanıtlar mısınız ?

Yeni yılda büyüdük mü ? ( yanıt büyüdük olacak )

Ne kadar büyüdük ? (Her çocuk kendine göre yanıtlasın )

Yeni yıl geldi diye, sınıfımızı süsledik mi ?

Haydi gelin süsleyelim ( süslenmiş ise çocuklar; süsledik diye bağrışırlar )

Bir de takvim aldık, gördünüz mü ? ( yeni yıla ilişkin takvimi gösterir )

Bakın bu bir takvim, bir çok yaprağı var. ( gösterilir )

Her yaprak, bir günü gösterir

Bir gün biter

Bir yaprak kopar ( bir yaprak koparılır )

Bir gün biter

Bir yaprak daha kopar ( bir yaprak daha koparılır )

Bir gün nedir biliyor musunuz ?

Sabah kalkarız ( uyanma, kalkma  öykünmesi yapılır )

Kahvaltı yaparız ( kahvaltı öykünmesi )

Okula gelir ( okula geliş öykünmesi )

Güler oynarız ( oyun ve gülme öykünmesi )

Eve gider ( eve gidiş öykünmesi )

Yemek yer ( yemek yeme öykünmesi )

Sonra yatar uyuruz ( yatma uyuma öykünmesi )

Bir gün böylece biter…

Bir gün bitince

Bu takvimimizden bir yaprak kopar ( bir yaprak koparılır )

Hep böyle olur

Bir gün bitince

Bir yaprak kopar ( yaprak koparma devinimleri )

Yapraklar kopar, yapraklar kopar ( boyuna yaprak koparma devinimi yapılır )

Ve bir gün

Takvim de biteeerrr. ( bitmiş takvim öykünmesi yapılır )

Takvim bitince, eski yıl da bitmiş oluuurrr. ( yeni takvim alma öykünmesi yapılır )

 

Yeni bir yıla hemen başlarız.

Her yeni yılda, bir yaş büyürüz. (büyüme öykünmesi )

Bir yaş büyürüz, bir yaş büyürüz.

İlkokula gideriz. ( uygun öykünmeler bulunur, yaptırılır )

Büyürüz, büyürüz; ortaokula gideriz ( uygun öykünmeler bulunur, yaptırılır )

Sonra başka okullara gider, başka işler yaparız. ( uygun öykünmeler bulunur, yaptırılır )

Kocaman adam olur, kocaman bayan oluruz ( büyük insan öykünmesi yaptırılır )

Ama şimdi ne güzel.

Hepimiz birer çocuğuz ( sevinçle… )

Gelin yeni yılı birlikte kutlayalım

Bir yaş daha büyüdük

Birlikte oynayalım. ( bundan sonra,”Yeni Yılın, Yeni Yaşın Kutlu Olsun” şarkısı söylenerek, oyun oynanır )

 

Kış Baba

-Tak tak tak…

-Kim o ?

-Benim…

-Sen kimsin ?

-Ben kış babayım ( çocuklar üşüme öykünmesi yaparlar )

Soğuk, yağmur, kar ( sözcüklere göre öykünürler )

Tümü bende var

-Ne getirdin bana

Soğuk kış baba ?

-Neler getirmedim ki !

Mandalina, portakal,

Havuç, kereviz, enginar,

Daha neler, neler var.

Bir de soğuk getirdim. ( çocuklar pırrr diye üşüme öykünmesi yaparlar )

-N’olur  çabuk git ama ( aşağıdaki sözler için uygun devinimler ve öykünmeler aranır, bulunur, uygulanır )

 

Donuyoruz kış baba

-Hemen gidemem çocuklar

Daha üç ayım var

Şimdi Aralık’tayız

Ocak, Şubat, Mart  da var.

-Eyvah, eyvah Kış baba

Çok üşüyeceğiz ama

-Kalın giyinirseniz

İyi beslenirseniz

Hiç korkmayın çocuklar

Size gelmez bir zarar.

Kışın ayrı tadı var.

 

 

Başa dön tuşu