okul öncesi masalları,ana sınıfı masal örnekleri,okul öncesi masal örneği,çocuklar için masallar
SİHİRLİ FASULYELER
Bir zamanlar bir ülkeni çok güzel ve zeki bir prensesi vardı. Prenses ülkeyi çok iyi yönetirdi ve ülkedeki herkes bolluk ve neşe içinde yaşardı. Fakat bir gün kötü kalpli bir dev, prensesi kaçırıp kimselerin yerini bilmediği şatosuna götürdü. Ülkedeki herkes büyük bir yasa boğuldu. Artık bolluk ve neşe günleri geride kalmıştı. Büyük bir kıtlık yaşanıyordu. Bir köyde yaşayan üç arkadaş da bu kıtlıktan etkilenenler arasındaydı. Bulabilecekleri tek yiyecek fasulyeydi ve artık fasulyeden bıktıkları için son çare olarak biricik ineklerini satmaya karar verdiler. Üç arkadaştan biri gönüllü olarak şehre gitmeye razı oldu ve ineklerini de yanına alarak sabah erkenden yola çıktı. Akşama doğru diğer iki arkadaş onun güzel yemeklerle dönmesini beklerken, o elinde üç tane fasulye tohumuyla geri döndü. Arkadaşları çılgına döndü ama o:
-“Bunlar sizin bildiğiniz fasulyelerden değil. Bunlar sihirli fasulyeler.” Diyerek onları yatıştırmaya çalıştı. Şehre indiğinde bir adamla karşılaşmıştı ve adam ona inek karşılığında bu sihirli fasulyeleri verebileceğini söylemişti. O da buna hemen inanmış ve kabul etmişti. Arkadaşları çok kızarak bu üç fasulye tohumunu pencereden dışarıya, bahçeye fırlattılar. Artık satabilecekleri bir inekleri de yoktu ve hepsi karınları aç bir şekilde yataklarına gittiler.
Sabah uyandıklarında inanılmaz bir şeyle karşılaştılar. Üç fasulye tohumu bir gecede büyümüş ve ucu bulutların arasında kaybolmuştu. Hepsi yukarıda ne olduğunu merak ediyorlardı ve sonunda fasulyeye tırmanmaya karar verdiler. Hazırlıklarını yapıp yukarıya, bulutların üzerine doğru yola çıktılar. Uzun bir tırmanıştan sonra bulutların üstünde bir ülkeye vardılar. Biraz ilerleyince karşılarına çok büyük, görkemli bir şato çıktı. Bu şato kimindi dersiniz? Evet, bu prensesi kaçıran kötü kalpli devin şatosuydu. Üç kafadar içeriye girmek için bir yol düşündüler. Birbirlerinin omuzlarına çıkarak ve birbirlerini yukarıya çekerek yavaş yavaş merdivenleri tırmanmaya başladılar. Merdivenlerin en üstüne geldiklerinde artık adım atacak halleri kalmamıştı. Ama içeriden gelen bir ses onlara güç verdi. Bu kaçırılan güzel prensesin güzel sesiydi. Meğerse dev prensesi kendisine şarkı söylemesi için kaçırmıştı. Üç arkadaş hemen kapıda veya duvarda girebilecekleri herhangi bir delik aramaya başladılar ve kapıdaki ufak bir delikten içeriye sızmayı başardılar. Prensesin bulunduğu odaya girdiklerinde dev koltuğunun üzerinde mışıl mışıl uyumaktaydı. Prenses ise bir kutunun içinde kilitliydi. Prensesi kurtarmak için önce devden kutunun anahtarını almaları gerekiyordu. Hemen devin uyuduğu koltuğun arkasındaki üst rafa tırmanmaya başladılar. İçlerinden birisini iple yukarıdan devin üst cebine doğru sarkıttılar. Deve hissettirmeden cebine girip anahtarı alması gerekiyordu. Dev çok derin bir uykudaydı ve anahtarı alıp prensesi kurtardıklarını ruhu bile duymadı. Üç arkadaş ve prenses bir an evvel uzaklaşmak için harekete geçtiler. Şatodan çıkıp fasulyeye doğru koşmaya başladılar. Tam fasulyeye geldikleri sıralarda dev uyanmış ve prensesin kaçırıldığını fark etmişti. Hemen şatodan fırladı. Merdivenleri inip şöyle bir etrafına baktı. Biraz ileride fasulyenin ucunu gördü ve oraya doğru yürümeye yürüdü. Bu zaman içinde üç arkadaş yanlarında prensesle birlikte yolu yarılamışlardı. Dev de fasulyeye tutunarak aşağıya inmeye başladı. Üç arkadaş bunu fark edip ellerini çabuk tuttular. Aşağıya inince de devden kurtulmak için bir yol aradılar. Tek çare fasulyeyi kesmekti. Hemen bir balta bulup fasulyeyi kesmeye başladılar ve dev tutunduğu fasulye ile birlikte yere devrildi. Bundan sonra da kimse o ülkeye kötülük yapamadı. Tekrar eski bolluk ve neşeli günlerine kavuştular.
alıntıdır